Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder? (Detaylı Açıklamalar)
e
sv

Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder?

245 okunma — 07 Ekim 2024 21:41
Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder?

Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder? Doğum haritasını üç ana öge oluşturur: Gezegen, burç ve evler. Bu üçü arasındaki ilişkiden kısaca bahsedip astrolojide 12 evi detaylı analiz edelim. Astrolojide gezegenler, bireyin motivasyon ve dürtüsünü ifade eder. Örneğin Jüpiter genişletip büyütür, Satürn ise kısıtlar ve sıkı çalışma ister.

Gezegenin kendini ifade şekli bulunduğu burca göre değişir. Örneğin Yengeç burcunda Venüs uyum sağlama isteğini insanları besleyerek, İkizler burcunda Venüs ise konuşup samimi iletişim kurarak gösterebilir.

Evler ise bu tür deneyimlerin hayatın hangi alanında ortaya çıktığını açıklar. Örneğin, Boğa burcunda Mars, bireyin dikkatli ve yavaş adımlarla kendisini ifade ettiğini gösterir. Bu tür davranışların hangi alanda sık görüldüğü ise eve bakılarak yorumlanır.

YouTube izlenme satın al

Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder?

Gezegenler ne olduğunu, burçlar nasıl olduğunu, evler ise nerede olduğunu gösterir.

Geleneksel astroloji, haritadaki gezegen konumlarını kadersel bir tonda dile getirir. Örneğin Uranüs’ün 11. Evde bulunmasını “Arkadaşların seni hayal kırıklığına uğratacak” şeklinde açıklayabilir.

Modern psikolojik astroloji ise haritadaki konumlarda en az %50 oranında bireyin de sorumluluğu olduğunu savunur. Eğer arkadaş ortamında bir kısıtlanma duygusu varsa, bireyin buradaki problem davranışı nedir?

Sorunların birçoğu içsel problemlerle yüzleşilerek giderilebilir. Natal astroloji sitesinin hedef aldığı yaklaşım da astrolojiyi kullanarak bireyin kendisini yakından tanımasını sağlamaktır.

Kişi kendini tanıma yolunda astrolojiyi kullanıyorsa, harita okuma becerisini geliştirmek önemlidir.

Her bir evi detaylı açıklarken, örnek olarak koyduğum doğum haritası resimleri ile küçük çalışma egzersizleri ekledim. Bir kutu içerisinde soru görürseniz, cevaba ulaşmak için tıklamanız yeterli.

Gezegen ve Burç Sembolleri

Gezegen ve burç sembollerine aşağıdaki tablodan göz atabilirsiniz.

  • Gezegen Sembol Burç Sembol Güneş Koç Ay Boğa
  • Merkür İkizler Mars Yengeç
  • Venüs Aslan
  • Jüpiter Başak
  • Satürn Terazi
  • Uranüs Akrep
  • Neptün Yay Plüto Oğlak
  • Chiron/Şiron Kova
  • Şans Noktası Balık

Evleri detaylı açıklamaya geçmeden önce küçük bir ipucu ile başlayalım. Doğum haritasında bir gezegenin etkisi evin başlangıç çizgisine olan mesafesine göre değişir.

Literatüre göre bir gezegen bu çizgiye ne kadar yakınsa, gezegenin evin alanındaki etkisi o kadar artar. Bu başlangıç çizgisi aynı zamanda evin yöneticisini ve burcunu belirler.

Bir doğum haritasını yorumlarken gezegen, burç, ev, yönetici gezegen ve açılar gibi birden fazla faktör ele alınır. Bu sayfada doğum haritasında sadece bir ögeden temel düzeyde bahsedilmiştir.

Modern astrolojiye göre doğum haritanızda bir evde gezegen olsa da olmasa da gelişim sürecinde evler her bireyi etkiler. İki veya üçten fazla gezegenin tek bir evde bulunması ise o alanın bireyin hayatında oldukça aktif olduğunu gösterir.

Aşağıda astroloji evleri 1’den 12’ye kadar bir gelişim süreci şeklinde yazılmıştır. İstediğinize tıklayıp ilgilendiğiniz başlığa hızlıca ulaşın.

Astrolojide 1. Ev ve Yükselen Burcu

Astrolojiye göre doğmak ve bir beden içine girmek, evrenin bütünsel bir parçasıyken evrenden ayrılıp bir birey haline gelmek demektir. Bedenin içine yerleşmek, bireyin kendisi olma sürecini başlatır.

Bu başlangıç, doğum haritasında 1. Ev ile 12. Ev arasındaki çizgiyle gösterilir. Aynı çizgi, yükselen burcumuzu bulmamızı sağlar.

Bireyin kişiliğini ve kendi özelliklerini ortaya çıkarmasında yükselen burcu devreye girer. Karanlıktan aydınlığa doğru çıkarken, bireyin varlığı ile yükselen burcu da görünmeye başlar. Yükselen, hem hayatı hangi pencereden gördüğümüzü hem de en çok hangi özellikleri davranışlarda gösterdiğimizi aktarır.

Yükselen burcu, doğumdan itibaren bireyin hayata bakış açısını derinden etkiler. Hayatın ne olduğu, nasıl göründüğü ve bireyi (onun gözünden) neler beklediğini, yükselen burcu ve 1. Evdeki diğer gezegenler belirler.

Bireyin hayatı nasıl gördüğü, ona nasıl yaklaştığına da şekil verir. Örneğin, hayatın zorluk ve mücadele dolu olduğunu gören birisi savaşçı ve mücadeleci yanını gösterir.

Hayatı umut ve macera dolu olarak gören bir başkası ise serüvenlere atılmak için çantasını takar, gezmek ve her yeri görmek ister.

Birinci ev ve yükselen burcu, bireyin hayatta kendisine çizdiği labirenti gösterir. Bu labirenti çizip bundan çıkması için gereken doğru yolu da kendisi bulur.

Birinci evde yer alan gezegenler çoğunlukla bireyin doğuma geliş anını belirler. Örneğin, Satürn’ün 1. Evde olması veya yükselen burcunun Oğlak’ta olması doğumun geç ya da uzun gerçekleştiğini gösterebilir.

Birinci ev ile yükselen sadece doğumu değil, bireyin iş/aktivite veya ilişki gibi “başlangıçlara” nasıl yaklaştığını gösterir. Başlangıçlar yükselen burcu ile olsa da birey hayat sürecinde Güneş burcunun özelliklerini benimsemeyi öğrenir.

Örneğin, Güneş burcu Balık, yükseleni Başak olan bir kişi insanların hayatını iyileştirip onlara yardım etme isteğini (Balık), enerjisini kusursuz bir şekilde odaklamayı başararak gerçekleştirir (Başak).

Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder?

Astrolojide Evler Neyi Temsil Eder?

Liz Greene göre:

“Güneş burcu bizim içimizdeki kahramanı simgeler. Yükselen ise atılmamız gereken macerayı. Güneş neden burada olduğumuzu söyler, yükselen ise buraya nasıl geldiğimizi.”

Kişiliğimizi gerçekleştirmede en büyük rolü oynayan burç ve gezegenler 1. Evde yer alır. Bireyin kendisini bütün hissetmesi için bu burç ve gezegenlere yönelik özellikleri tanıması, keşfetmesi ve geliştirmesi gerekir.

Birinci evde yer alan gezegenler en büyük etkilerini çoğunlukla ilk yıllarda ortaya çıkarır. Örneğin, Jüpiter’in 1. Evde yer alması bebek veya çocukluk yıllarında şehir/ülke değişimine işaret edebilir.

Çok erken yaşta ortaya çıkan bu gezegenlerin etkileri, bir ömür boyunca en kalıcı özellikleri ortaya çıkarır. Diğer insanlar üzerindeki etkileri de benzerdir.

Örneğin, Uranüs’ün 1. Evde yer alması veya yükselenin Kova’da olması bebeğin aileye büyük bir değişim veya düzen bozucu bir yenilik getirdiğini gösterebilir.

Eğer birinci evdeki gezegenlerin etkisi bireyde kolay görülmüyorsa, çoğunlukla doğum haritasında 1. Eve yönelik zor açılar yapan başka gezegenler vardır. Özel olarak incelenip bu baskının nasıl giderileceğine dair yorum yapılabilir.

Birinci evdeki burç ve gezegenlerin etkileri, fiziksel görüntüye de yansır. Literatüre göre birçok astrolog, sadece dış görünüş ve davranışlardan yükselen burcunu (ya da 1. Evdeki gezegenleri) tahmin edebildiğini dile getirir.

Özetle birey, 1. Evdeki burç ve gezegenleri geliştirerek kişisel farkındalığını arttırır. Olması gereken insan modelini daha kolay kabul eder. İnsanlar ile arasındaki ilişki ve Dünya’daki yeriyle ilgili net bir çizgi çizmeyi başarır.

Astrolojide 2. Ev

Birinci evde birey, kişisel farkındalığını geliştirip bir beden içinde var olduğunu kabul eder. İkinci evde ise konu sadece ‘’ben” durumundan daha ileri gider.

O “ben”i oluşturan ögelerin neler olduğu, tanım ve becerileri incelenir. Birey ne elde etmek istediğini ve neye değer verdiğini düşünmeye başlar.

Astrolojide 2. Ev sıklıkla Boğa burcu ve Venüs ile ilişkilendirilir. Değerler, mal ve mülk, kaynak ve para gibi konular bu evin çalışma alanını tanımlar.

Özellikle kapitalizm ve paranın baskın olduğu günümüz dünyasında, 2. Ev elle tutulabilir kaynakları daha net açıklar. Çünkü elle tutulabilen bir kaynağı insanın hayatında görüp incelemek kolaydır.

İkinci ev ile birey, ince detaylara odaklanmayı başarır. Örneğin, sempatik bir yaklaşım, pratik beceriler, tercih edilen stil gibi.

Birey bu detayları araştırır ve onlara sahip olmak ister. Karşılığında ise 2. Evin hedeflediği alanı geliştirmeyi başarır: Değer, güvenlik ve maddiyat gibi.

Birçok insan için en çok arzulanan 2. Ev konusu paradır. Aslında kişi paraya odaklanarak 2. Eve dair diğer alanları farkında olmadan geliştirir.

Örneğin, İkizler burcu veya Merkür’ü 2. Evde olan bir kişi, güvenli hissetmek ve kendi değerlerini bulmak için bilgiye sahip olmayı arzular.

Uranüs veya Kova’da ise aykırı bir yaklaşımla karşılaşırız. Örneğin birey, beklenmedik alanlardan para kazanmayı başarır ya da değer yargıları, yaşadığı toplumun oldukça ilerisinde olabilir.

İkinci evde yer alan burç ve gezegenler, bireyin öz saygısını nasıl geliştireceğine dair bilgiler verir. Kendi değerlerini oluşturması ve paraya yaklaşımını belirlemesi, özgüvenine destek olur.

Örneğin, Jüpiter veya Yay burcunun 2. Evde olması, kişisel değer ve paraya dair konulara pozitif bir yaklaşım verir. Bu yaklaşım, bireyin parasal fırsatları kolayca görmesine ve daha çok para kazanmasına etki edebilir.

İkinci evde yer alan gezegen ve burçlar bizim potansiyel becerilerimize dair işaretler gösterir. Para kazanma yaklaşımı, stili ve becerilerin nasıl geliştiğini de açıklar.

Birey bol para kazanıp elinden kaçırabilir mi yoksa, bu alanda çaba harcayıp kazandığı parayı korumayı çok mu önemser?

Örneğin, Mars ya da Koç burcunun 2. Evde yer alması, kişinin para kazanmaya yönelik hevesinin yüksek olduğunu gösterebilir. Çoğunlukla para kazanmak, Mars’a dair alanlardan geçer: Risk almaya açık olmak, ateş ile ilgili meslekler, asker – polis vb.

Genel anlamda ikinci ev, hayatta sahip olmayı/kazanmayı umut ettiğimiz özellikleri gösterir. Bu özellikler, bireyin hayatta sağlam bir konuma sahip olması için önemlidir.

Her birey, aitlik ve güven hissini sahip olduğu değer ve elle tutulur nesneler üzerinden gidermeye yatkındır: Banka hesabı, eş, çocuk ve dini değerler gibi.

Aslında burada ürkütücü olan, ayakları yere sağlam basmak için dış etkenlere güvenmek zorunda olmaktır. Çünkü bu yukarıdaki bahsettiğim örnekler çok kolay zarar görebilir.

İkinci eve ait olan konuları geliştirirken dikkat edilmesi gereken, bu alanda çok az kontrol sahibi olmamızdır. Beklentileri azaltarak, gerektiğinde değişime açık olmak, bireye kendisini daha özgür ve güvende hissettirebilir.

Gerçek özgürlük ve güçlü duruş, sahip olunan her şey elden gidince anlaşılır. Elle tutulabilir maddeler veya o çok sevdiklerimiz ulaşılamaz hale gelirse, Dünya’da nasıl güçlü kalınır?

Bu soruya cevap bulmuş bir birey, 2. Evin getirdiği hediyeleri gerçekten geliştirmiş demektir.

Astrolojide 3. Ev

Bireyin kişisel farkındalığını geliştirip (1. Ev), Dünya’daki diğer varlık ve kavramlarla olan ilişkisini fark etmesinden sonra (2. Ev) her şey bireyin bir parçası olarak görünür.

Kişilik ve değerlerimizin sınırlarını çizdikten sonra sıradaki basamak, diğer insan ve nesnelerin sınırlarını anlamayı gerektirir. Astrolojide 3. Ev, Merkür gezegeni ve İkizler ile ilişkilidir.

Yukarıdaki doğum haritasında 3. Evin burcu nedir? 3. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Kova Mars, Şans noktası, Neptün ve Chiron (Neptün ile Chiron Balık burcunda) Birey çevresini yakından tanıyıp fikir ve düşüncelerini üretmeye başlar. Yakın çevre ile olan etkileşim esnasında, bazı şeylerin yasak bazı davranışların ise övgü topladığını öğrenir. Çevreyle ilişkinin şekillenmesinde ise kardeş, komşu, arkadaş gibi kişiler de büyük etki eder.

Bebek gelişimi açısından bakınca 3. Ev, bebeğin emekleyip yürümeye çalıştığı basamağı temsil eder. Kendisini güvende hisseden bir bebek bu aşamada özgürlüğü tadarak bağımsızlığını elde etmeye çalışır. Gelişmek ve keşfetmek için oldukça heveslidir.

Üçüncü evin alanı olan dil ve iletişim becerileri gelişmeye başlar. Kendimizden daha farklı ve karışık konuların olduğu bu ev ile anlaşılır.

Birçok psikolog, gerçek kişiliğin dil gelişimi ile ortaya çıktığını açıklar. İsim – fiil, özne – nesne arasındaki ilişkiyi anlamak, bireyin kendi varlığını bilinçli şekilde fark etmesini sağlar.

Dil gelişimi aşamasında kavram, fikir, ve semboller fark edilir. İkinci ev ile değer yargılarını geliştirip kendisini Dünya’ya bağlayan kişi, üçüncü ev ile dilini geliştirip zihnini özgür bırakır.

Geleneksel olarak 3. Ev, elle tutulabilen ve fiziksel Dünya’ya yönelik zihni geliştirir. Üçüncü evin sağlıklı gelişimi rasyonel düşünme becerisini ortaya çıkarır.

Bu evde bulunan burç ve gezegenler nasıl düşündüğümüz ve zihin yapımız ile ilgili konularda bilgiler verir.

Benzer şekilde, bilgiye karşı yaklaşımımızı da 3. Ev belirler. Örneğin Mars’ı 3. Evde yer alan bir kişi, bilginin kişisel bir güç olduğu düşüncesini benimseyebilir. Ay’ı 3. Evde yer alan kişi ise kendisi, evi veya ailesinin güvenliği için istatistiklere dikkat eder ya da yüksek öğrenimi önemser.

Yakın çevrede neler olduğu ve nasıl insanların yer aldığı 3. Evdeki burç ve gezegenlerle ilgilidir. Örneğin, Satürn’ü 3. Evde yer alan bir kişi zihinsel olarak kısıtlanmış veya zekaya dair konularda kendini güvensiz hissedebilir.

Bu durum yine bakış açısı ile ilgilidir. Birey kendisini kelimeler ile doğru ifade etmek için büyük çaba sarf eder. Sanki etrafındaki insanlar, ondan hep daha iyisini ve daha net konuşmasını bekler.

Kısacası, 3. Evdeki burç ve gezegenler bizim yakın çevremizi nasıl gördüğümüz, karşılığında ise neler elde ettiğimizi açıklar. Kardeş, amca, komşu ve kuzen gibi yakınlar da üçüncü evin alanına girer.

Örneğin Venüs’ün 3. Evde yer alması, yakın çevremizle uyumlu ilişkiler kurmayı arzuladığımızı gösterir. Birçok astrolog, danışmanlık alan kişinin kardeşiyle ilişkisini anlamak ister.

Çünkü yakın çevremiz her birimizin içsel huzuruna büyük etki eder. Üçüncü eve dair bazı problemler belli bir yaşa kadar giderilmediyse, iş ve aşk hayatında da tekrar etmeleri olasıdır.

Üçüncü evin başka bir alanı ise okul deneyimidir. Çocukluk ve ergenlik sürecinde birey, yeni bilgiler öğrenerek pratik gerçekler edinir. Bu gerçekler sayesinde hayatın anlamını bulmak ya da hayatı tanımlamak kolaylaşır.

Yazma, konuşma ve medya gibi tüm iletişim biçimleri 3. Ev alanındadır. Bu evi oldukça aktif olan bir kişi, birçok alandan farklı bilgiler edinip aralarında gerçekçi bağlantılar kurabilir.

Kısa seyahatler de 3. Eve girer. Çok fazla gezegen bulunması, özellikle büyüme esnasında sık çevre değişimine işaret edebilir.

Gazeteci, öğretmen, pazarlamacı ve yazar gibi meslek alanları üçüncü ev ile eşleştirilir. Literatürden bir örnek vermek gerekirse, masal yazarak ünlenen bir kişinin Venüs’ü Balık burcunda ve üçüncü evde olabilir.

Sonuç olarak, bireyin yakın çevresiyle ilişkisini incelemek istiyorsanız 3. Evdeki burç ve gezegenleri inceleyerek başlayabilirsiniz.

Astrolojide 4. Ev

Üçüncü ev ile diğer insan, obje ve kavramların sınırlarını fark edip onlarla ilişkimizi belirledikten sonra, durup düşünmek gerekir. Yakın çevreden öğrendiğimiz parçaları bir araya getirerek hepsini bir ortak noktada birleştiririz.

Bu bilginin bir bütün hale gelmesi bireyin kişiliğini oluşturmasını sağlar. Örneğin bir birey, hayatı boyunca bilgileri yüzeysel olarak öğrenmeyi seçer. Onları bir araya getirip anlam çıkarmak istemez.

Özellikle çok fazla 3. Ev aktivitesinde (Üç veya daha fazla gezegen) bu durum görülebilir. Dördüncü ev ise kişiliğin oluşumu ile bir yere yerleşmek ve bu yeri yuva olarak kabul etmeyi simgeler.

İlginizi Çekebilir!  Ev Boş Bize Gelsene Efekti Nedir?

Benzer şekilde fazla 4. Ev aktivitesinde, hayattaki farklı kültür ve coğrafyalar pek incelenmeden bir yeri yuva olarak kabul etme arzusu vardır.

Yukarıdaki doğum haritasında 4. Evin burcu nedir? 4. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Boğa Uranüs, Merkür ve Güneş Üçüncü evin getirdiği hediyeler günümüz dünyasında büyük fayda sağlar. Kariyer veya dışa yönelik işlerle uğraşıp aktif bir hayat seçmek sık rastlanan bir şeydir.

Fakat dışa yönelip sadece ne gördüğümüz ve ne yaptığımız ile ilgilenmek kendimizi, daha doğrusu ana karakteri bize unutturabilir.

Dördüncü evin getirdiği hediye, dışarıyı gözlemleyerek oluşturduğumuz bilgileri, 1. Evde tanımladığımız “ben” ile bir araya getirmektir.

Herhangi bir maceraya atılmadan önce nefes almak için sığındığımız yer 4. Ev ile ilgilidir. Bu ev, yetiştiğimiz ailenin ve yaşadığımız yerin üzerimizdeki etkisini açıklar.

Örneğin 4. Evde Satürn ya da Oğlak burcunun yer alması, ev atmosferinin biraz soğuk, kurallar ile dolu ve muhafazakar olduğunu gösterebilir.

Venüs veya Terazi burcunun 4. Evde yer alması ise sıklıkla olumlu duygular ortaya çıkarır. Birey yetiştiği evdeki insanları sever ve kültürünü takdir eder. Bu kültür, dışarıdan bir başkasına oldukça olumsuz görünebilir ama burada bireyin bakış açısından bahsettiğimizi hatırlayalım.

Geleneksel astrolojiye göre annenin üzerimizdeki etkisi Ay burcu ve 4. Ev ile açıklanır. Ünlü astrolog Liz Greene, bireysel çalışmaları sonucunda 4. Evin daha çok babayı temsil ettiğini dile getirmiştir.

Bu sebeple, anne – baba olarak ayırmadan sadece en çok etkileyen veya ilgilenen ebeveyn demek daha dikkatli bir açıklama olur.

Geleneksel astrolojiye göre ebeveyn ile çocuk arasında bir problem var ise bu sıklıkla ebeveynden kaynaklanır. Fakat psikolojik astroloji, hem bireyin hem de ebeveynin sorumluluğu olduğuna inanır.

Çünkü bireyin ebeveyni nasıl gördüğü ve neler beklediği, anne – babanın sergilediği davranışlar kadar önemlidir. Örneğin Merkür’ü 4. Evde yer alan bir kişi, ebeveyni bilgi kaynağı ve samimi arkadaşı olarak görebilir.

Ebeveyn yüksek Satürn veya Oğlak etkisi ile dışarıdan oldukça planlı, organize ve soğuk görünebilir. Ama bu durumda, çocuğun onda ortaya çıkardığı özellikler neşe, dedikodu veya sadece samimi iletişim olabilir.

Dördüncü evdeki sorunları düzeltme yolu, bireyin kendi bakış açısını incelemesinden geçer. Her ne kadar ebeveyn sıcak kanlı, neşeli ve oldukça duygusal olsa da çocuğun tek görebildiği soğuk ve kuralcı yaklaşması olabilir (Satürn 4. evde).

Asıl sıkıntı burada başlar. Farkında olmadan çocuk da ebeveyne yaklaşımı ile onu şekillendirir. Sürekli eleştirilen ve kendisini yalnız hisseden ebeveyn, bir süre sonra gerçekten soğuk ve kuralcı yapıyı benimseyebilir.

Dördüncü evi detaylı inceleyip aile hayatında olumlu – olumsuz eğilimlerimizi ortaya çıkarabiliriz. Çoğunlukla olumsuz yaklaşım, zihinde yerleşen keskin kalıplardan kaynaklanır.

Örneğin, “annem bana değer vermiyor, babam bana karşı hep soğuk” gibi net çizilmiş cümleler, gerçeği tarafsız görmemize engel olabilir.

Aile içerisinde giderilmemiş sıkıntılar, duygusal ilişki hayatına çok kolay sıçrar. Anne veya babaya karşı olumsuz bir düşünceyi benimsemek, ilişkide de karşı cinsten benzer yaklaşımı beklediğimizi gösterebilir.

Bu sebeple yetiştiğimiz aileye karşı bakış açımızı ‘tarafsız’ hale getirmek, sağlıklı ilişki kurabilmemizin temel taşını oluşturur.

Dördüncü ev, yaşamak istediğimiz yuvayı da bize gösterir. Örneğin Plüto veya Akrep burcu 4. Evde yer alan bir kişi ev hayatında sık duygusal değişimler yaşayabilir. Ev içinde de tutku dolu renkleri ve desenleri tercih eder.

Literatüre göre 4. Ev, hayatımızın ikinci yarısında neler olacağına dair de bilgiler verir. Ebeveyni yitirmek ve hayatta tek başına ayakta kalmak, en içten ihtiyaç ve duygularımızı açığa çıkarır.

Dördüncü ev, en son ihmal edilecek alanları bize sunar. Bireysel ihtiyaçlarımız ve gerçek kişiliğimizden ne kadar uzak kalırsak, gelecekte içsel hesaplaşma (ortalama 40 yaşından sonra) bir o kadar zorlayıcı olabilir.

Astrolojide 5. Ev

Dördüncü evde bizi herkesten ayıran özel kişiliğimizi ve aileye yaklaşımımızı keşfederiz. Beşinci evde ise bu özellikleri ortaya çıkarıp mutlu olma vaktidir. Güneş ve Aslan burcu ile ilişkilendirilen 5. Ev, hayatımızdaki yaratıcılık ihtiyacını göstermeyi simgeler.

Beşinci eve ulaşmadan önce birey, hem kendisinin hem de diğer insanların sınırlarını öğrenmiştir. Artık ne kadar özel olduğunu “hissetme” vaktidir. En azından kendi kişiliğini en iyi şekilde yansıtmak için uğraşır.

Yukarıdaki doğum haritasında 5. Evin burcu nedir? 5. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Yay Ay ve Chiron (Chiron Oğlak burcunda) Güneş ısıtan ve enerji veren tarafının yanı sıra, etrafında dönen gezegenler aracılığı ile bir nevi egoyu oluşturur. Benzer şekilde 5. Evinde birçok gezegen bulunan bir kişi, ön plana çıkma ve bir şeyler üretme ihtiyacı hisseder.

Tıpkı Güneş’in çevresinde dönen gezegenler gibi, insanları etkileyip onlara ilham kaynağı olmak ve ilgiyi üzerine çekmek ister. Önemli olan bu isteği aşırıya kaçmadan dengeli bir şekilde gidermektir.

Aslında özel yanlarımızın fark edilmesini arzulamak doğal bir süreç içerisinde gerçekleşir. Özellikle çocukluk sürecinde anne ve babanın beklediği davranışları sergileyerek, ilgiyi üstümüzde tutarız.

Yaratıcılık becerisi de 5. Ev ile ilgilidir. Yaratıcılıktan kasıt sadece sanat veya edebiyat değil; bireyin kendisini özel olarak yansıtabileceği birçok alan bu kapsama girer.

Örneğin, bir istatistikçi veya bilim insanı yazılarını orijinal ve duygu yüklü hazırlayabilir. Beşinci evin etkisi ile çalışma arkadaşlarından sıyrılan bir yazı stili belirleyebilir.

Beşinci evde bulunan burç ve gezegenler ile yaratıcılığın nasıl dışa yansıdığını bulabiliriz. Örneğin Merkür veya İkizler burcunun 5. Evde yer alması, yaratıcılığın iletişimi kullanarak ortaya çıktığını gösterir. Halkla ilişkiler uzmanı, yazar ya da gazetecilik bu alanlardan birkaçıdır.

Başka bir örnek ise 5. Evde yer alan Yengeç veya Boğa burcudur. Bu yerleşim yemek yapma arzusunu arttırır. Diğer gezegenler de destekliyorsa, birey aşçılık alanında başarılı olabilir.

Yaratıcılığın dışa yansımasının nasıl gerçekleştiğinin yanı sıra beşinci ev, hangi tarzı aradığımızı gösterir. Örneğin Satürn veya Oğlak burcunun 5. Evde bulunması, eski müzik parçalarına ya da antika eserlere ilgiyi arttırır. Müziğe dair yeteneği varsa, birey bu tarz parçaları üretmek için çalışabilir.

Sanat ya da müziğe dair konuların dışında spor da 5. Eve girer. Bazı bireyler için yarışmaya girme hevesi, en iyi dereceye ulaşarak ilgiyi üzerine çekmek içindir.

Diğer bireyler için ise riske girme hevesi daha yüksek olur. Kazansa da kaybetse de yarışmanın içinde yer almak heyecan vericidir ve 5. Evin eğlence alanına girer.

Genel anlamda bakınca beşinci ev hobiler, kişisel haz ve boş zamanları geçirdiğimiz küçük aktivitelerle ilgilidir. Bireyin kendisini iyi hissetmesi ve hayatta olduğu için huzur duymasında bu tür eğlence dolu aktivitelerin büyük etkisi vardır.

Özellikle 5. Evinde gezegen bulunmayan bir kişi, iş veya aileye daha çok önem verip kişisel arzulara pek vakit ayırmayabilir.

Bu evin faydalı etkisi olmadan, çalışma hayatında coşkulu ve zinde kalmak zordur. İnsanın kendisini yeniden canlandırması için eğlence dolu aktiviteler birinci derecede önem taşır.

Heyecan verici, tutku dolu ve bazen can acıtan “aşk maceraları” da 5. Eve girer. Çünkü bu tür maceralar bize kendimizi özel hissettirir. Beşinci evdeki burç ve gezegenler, kişinin ne tür bir aşk aradığı ve hangi özelliklerde insanların onun dikkatini çektiğine dair detaylı bilgiler verir.

Cinsel arzu ve istekler de bu evdedir. Çünkü düzenli bir cinsel ve duygusal ilişki, kendimizi değerli hissetmemizi sağlar. Fakat bu durum 8. Evdeki cinsellikten biraz farklıdır:

  1. Evde birey cinsel ilişki ile bir başkasını mutlu etmenin verdiği hazzı yaşar. Bu duygu durumu özgüven verir ve potansiyel partnerin kişiyi beğenmesini sağlar.
  2. Ev cinselliği ise kişisel sınırları aşıp derin samimiyeti simgeler. Burada kişisel haz biraz arka planda kalır. Cinselliğin sonunda ise yaratıcı özelliğin yeni bir parçası ortaya çıkar: Çocuk sahibi olmak. Birçok birey kendi varlığını, bir çocuk Dünya’ya getirerek sonraki nesillere aktarır.

Beşinci evdeki burç ve gezegenler, “soy” kelimesinin bize ne ifade ettiğini açıklar. Ayrıca gelecekteki çocuklarımızla ilişkimizi de belirler.

Örneğin Satürn’ü 5. Evde yer alan bir kişide iki tür durum ile karşılaşırız:

Satürn’ün kısıtlayan ve çaba isteyen yanı sebebiyle çocuk Dünya’ya geç gelebilir ya da çocuk sayısı az kalır. Ebeveynin çocuğu ile ilişkisi ise organize, ciddi ve kurallar ile dolu olabilir. Jüpiter’in 5. Eve girmesi ise şans gezegeni olarak her şeyi arttırmasına sebep olur. Bireyin birden fazla çocuğu arzulaması ve çocuklarıyla uzak semt/şehirleri ziyaret etmek istemesi beklenir.

Kısaca, beşinci evde yer alan gezegenler içimizdeki eğlenmek isteyen çocuğu ve gelecekteki çocuklarımızla olan iletişimimizi simgeler.

Beşinci evin yaratıcılığı çoğunlukla toplum için değildir. Bireysel mutluluk ön planda yer alır. Bu sebeple sanatçılar çizdikleri eserleri satmak istemezler, tıpkı bir babanın emek harcayıp büyüttüğü kızını “ellere” vermek istememesi gibi.

Astrolojide 6. Ev

Beşinci evde ortaya çıkan temel sıkıntı: Bireyin yaratıcı aktiviteler ile kendisini ifade etmeye çalışırken biraz aşırıya kaçmasıdır. Çünkü bireye ne zaman durması gerektiğini söyleyen bir mekanizma yoktur.

Beşinci evde her şey olamayacağımızı bilsek de her şeyi yapabileceğimizi düşünürüz. Altıncı evin hediyesi burada devreye girer. Yapabileceğimiz işlerin sınırını açık bir şekilde 6. Evdeki burç ve gezegenler öğretir.

Yukarıdaki doğum haritasında 6. Evin burcu nedir? 6. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Boğa Mars ve Jüpiter Altıncı ev orijinal halimizle ne olduğumuzu bize gösterir. Kişinin kendisine dürüst kalmasını ve günlük hayatında nasılsa, benzer şekilde yaşamasını ister.

Başak burcu ile ilişkilendirilen 6. Ev, bireye sıklıkla olumlu mükemmelliyetçilik kazandırır. Örneğin:

  1. Evde yaratıcılık becerisi ile oluşturulan eserleri inceleyen 6. Ev, “Zamanını daha verimli kullanıp kısa sürede bitirebilir miydin?” der. Dünya’ya getirilen bebeği gören 6. Evdeki burç ve gezegenler, mama saatlerini ve bebek bezlerini düzene koymayı hatırlatır. Eğlence mekanı veya misafirlikte farkında olmadan yanlış cümleler sarf ederiz. Ertesi sabah veya gece yatmadan, zihninizde “keşke şunu söylemeseydim” veya “daha iyi konuşabilirdim” düşüncesi beliriyorsa bu eve bakmak gerekir. Altıncı ev bireyin önceliklerini belirlemesini ve becerilerini doğru bir şekilde ölçmesini sağlar. Bu sayede olayları olduğundan farklı gösterme ya da hava atma hatasına daha az düşeriz.

Bir kahve çekirdeği hiç bir zaman elma ağacına dönüşemez. Bireyin nasıl biri olduğunu fark edip çizdiği planlara uyması, hedeflerini kolayca gerçekleştirmesini sağlar.

Altıncı evdeki burç ve gezegenler hayata daha gerçekçi yaklaşmamızı ister. Geleneksel astrolojiye göre 6. Ev: Sağlık, iş, hizmet etmek ve gerektiğinde adapte olma becerisini temsil eder.

Her ne kadar özel ve göz alıcı olduğumuzu düşünsek de yemek yemek, diş fırçalamak, fatura ödemesi yapmak gibi günlük işleri gerçekleştirmek zorunda kalırız.

Altıncı evin göstermek istediği, her birimizin özel bir şekilde dizayn edildiği ve hayatta yapmamız gereken belirli bir hizmet, iş veya fonksiyonun var olduğudur.

  1. Evdeki burç ve gezegenler aracılığı ile olmamız gereken insan modelini “tek başımıza” çizeriz.

Neredeyse herkes hayatta kalmak için bir mesleğe ve günlük bir işe ihtiyaç duyar. Hayatı belli bir düzene sokmak, rutinlerin yer alması gereksiz endişelerden bizleri korur. Çünkü her iş günü, nerede olup ne yapmamız gerektiğini biliriz.

İdeal Dünya’da herkes kendi beceri ve yeteneklerine uygun mesleği yapar. Altıncı evde bulunan burç ve gezegenler en başarılı olabileceğimiz görev ve sorumlulukları ortaya çıkarır.

Örneğin Jüpiter veya Yay burcunun 6. Evde yer alması, sık seyahat gerektiren bir iş ortamını açığa çıkarır. Başka bir olasılık ise bireyin bir seyahat acentasında çalışması olabilir.

Ay veya Yengeç burcunun 6. Evde bulunması, çocuklara hizmet etmek ya da bir başkasını beslemeyi içeren günlük bir rutine işaret edebilir.

Altıncı ev işin ne olduğundan ziyade nasıl olması gerektiğini gösterir. Örneğin, Uranüs veya Kova’nın bu evde bulunması özgür çalışma ihtiyacı ortaya çıkarır. Bireyin kendi belirlediği saatlerde çalışması veya kendi işinin başında olması onu huzurlu hissettirir.

İş arkadaşlarıyla olan ilişki de 6. Ev konularına girer. Örneğin bu evde bulunan Venüs veya Terazi, iş yerinden bir kişiyle evlilik veya duygusal ilişkiye kapı aralar.

Öte yandan Plüto ya da Akrep burcu ise tutkuyu, iş ortamına yaklaşımın duygu yüklü olduğunu gösterir. Bireyin mesleğinde, hayatı boyunca iz bırakan değişimler yaşaması gerekebilir.

  1. Ev başkalarına sunduğumuz hizmetleri gösterdiği gibi hizmet sektöründe çalışan insanlara yaklaşımımızı da açıklar. Doktor, araba tamircisi, öğretmen vb. insanlar ile konuşma biçimimiz bu eve bakınca kolayca anlaşılır.

Günlük yaşamımızı gösteren 6. Ev, ev düzeni ve temizliğe dair ipuçları verir. Örneğin, Mars veya Koç burcu 6. Evde yer alan bir kişi, ev içinde koşar gibi temizlik yapıp her şeyi düzene sokar. Neptün veya Balık burcu ise arabanın anahtarını nereye koyduğunu bulmaya çalışabilir.

Yoğun 6. Ev aktivitesi (birden fazla gezegenin yer alması), bireyi sağlıklı veya fit olma gibi konulara takıntı boyutunda yönlendirebilir. “Yeterince iyi” kelime grubunu kabul edip mükemmeliyetçi özelliği olumlu bir şekilde kullanmak önem arz eder.

  1. Ev çok fazla gerçekçi yaklaşıp bizi diğerlerinden ayıran ögeleri ön plana çıkarır. Bu durum birey için önemli olan çalışma alanını, günlük rutini bulmakta fayda sağlar.

Yedinci ve sonraki gelen evler ise bizi diğer insanlara yeniden yaklaştırır. Yoksa, sadece 6. Ev ile insanlardan kopup yalnız kalmak oldukça kolaydır.

Astrolojide 7. Ev ve Alçalan Burcu

Altıncı ev: İş, sağlık ve günlük hayatı etkileyerek kişilik gelişiminde en son basamağı oluşturur. Hayattaki her bir parçayı tanımlayıp detaylandırarak olması gerektiği yere koyar.

Altıncı evin sonunda birey, kendisini oluşturan tüm parçaları keşfetmiş ve düzene sokmuş olur. Şimdi oluşan yeni kişilik ile insan ilişkilerini öğrenme vaktidir.

Geleneksel astrolojiye göre yükselen burcu, bireysel farkındalığı, alçalan burcu ise diğer insanların farkındalığını temsil eder. Duygusal veya profesyonel ilişkilere nasıl yaklaştığımızı ve potansiyel bir eşte neler aradığımızı ortaya çıkarır.

İlginizi Çekebilir!  Free Fire Elmas Hilesi Nasıl Yapılır?

Kısaca birinci ev ‘ben’i, yedinci ev ise ‘diğerleri’ni inceler. Evlilik evi olarak da bilinen 7. Ev, bir insanın diğerine hukuki açıdan bağlı olduğunu dile getirmeyi temsil eder.

Yukarıdaki doğum haritasında 7. Evin burcu (alçalan burcu) nedir? 7. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Yengeç Kuzey Ay düğümü ve Ay (Ay Aslan burcunda) Dikkat edilmesi gereken konu şudur: 7. Ev evliliğe dair konuları içerse de bu birlikteliğin mutlu veya huzurlu olup olmayacağını açıklamaz. Sadece bağlılığı simgeler. Bireysel mutluluk ve haz daha çok 5. Eve ait bir alandır.

Yedinci evin etkisi ile gerçekleştirilen evlilikler, bireyin bir çift olarak hareket etme becerisini geliştirir. Amaç bir ailenin içinde yer alarak, toplumda güvenli bir pozisyon çizmektir.

  1. Evde bulunan burç ve gezegenler, ne tür özellikleri çekici bulduğumuzu gösterir. Örneğin Ay veya Yengeç burcu bu evde yer alan bir kişi, şefkatli ve anlayışlı bir partner arayabilir.

Mars veya Koç burcu ise bireyin asker, polis gibi mesleklerdeki insanlara olan ilgisini ya da genel anlamıyla, özgüveni yüksek bir partner aradığını gösterir.

Birden fazla gezegenin yedinci evde bulunması, aranan eşteki özellikleri arttırır. Bu sebeple arzulanan eşi bulmak zorlaşabilir.

Örneğin birbirinden oldukça farklı özelliklere sahip olan iki gezegen 7. Evde yer alırsa (Jüpiter ve Satürn gibi), birey planlı, organize ve güven veren bir eş ararken, kendisini macera sever ve coşkulu kişilere aşık bulabilir.

Tüm ihtiyaçları tek bir insandan giderme hatasına düşülmedikçe bir problem de çıkmaz. Çünkü 7. Ev sadece duygusal ilişkileri içermez.

Birey kişisel ihtiyaçlarını gidermek için macera sever bir insanla evlenir. Ama iş arkadaşları arasından çoğunlukla güven veren kişileri tercih edebilir.

Literatüre göre birçok uzun süreli duygusal ilişkide bireyin 7. Evinde bulunan gezegenler, potansiyel eşin 1. Evinde yer alır. Örneğin, Venüs’ü 7. Evde yer alan bir kişi, partnerinin dış görünüşü ve kişiliğinde Venüs’e dair özellikler arar. Bu sebeple Venüs’ü 1. Evde olan bir eş bulma olasılığı yüksektir.

Astrolog Liz Greene’e göre 7. Evde bulunan burç ve gezegenler bireyin kendi hayatında kabul etmekte zorlandığı, fakat karşı cinste çekici bulduğu özellikleri yansıtır.

Birey kendinde eksik olan özellikleri bir başkasında görünce kolay aşık olabilir. Çünkü içimizdeki eksikliği başkasında bulmak, bizi anlık da olsa bütün ve eksiksiz hissettirir.

Hatta bu kişiyle evlenip anlık keyifleri sürdürmeye ve hayatımızı eksiksiz hale getirmeye çalışırız. Buradaki amaç, eksik olan özelliklerimizi partnerde inceleyerek, bu özellikleri yıllar içerisinde kişiliğimize ilave etmektir.

Aksi halde birey eşine bağımlı hale gelebilir. İlişki, iki bağımsız birey arasındaki duygusal birliktelikten ziyade, karşılıklı ihtiyaçları giderme basamağında kalır.

Örneğin, Mars veya Koç burcu 7. Evde yer alan bir kadın, özgüveni yüksek ve girişken görünen bir erkeğe aşık olur ve evlenir. Her ilişkide gerçekleşen tartışmalarda eşi, Mars özelliklerini güçlü bir şekilde yansıtır.

Burada kadına bir sorumluluk düşer. Kendi hakkını savunmak ve eşiyle tartışabilmesi için özgüveni yüksek görünmek zorunda kalır. Yıllar içerisinde gerçekleşen anlaşmazlık ve tartışmalar, ilişkiyi büyütür ve iki bireyin de kişiliklerini geliştirir.

Yedinci evde birçok gezegen bulunması, bireyin hayat boyu sosyal ilişkiler (duygusal, profesyonel vb.) kurup, öğreneceği birçok konu olduğuna işaret eder.

  1. Ev Venüs ve Terazi burcu ile ilişkilendirilir. Tıpkı Terazi’nin temsil ettiği adalet ve eşitlik gibi bireyin öğrenmesi gereken, ilişkilerinde taviz gösterme (7. ev) ile kendi arzularını ön plana koyma (1. ev) arasındaki dengeyi kurmayı başarmaktır.

Astrolojide 8. Ev

Akrep burcu ile ilişkilendirilen 8. Ev, literatürde en çok söz edilen evlerden birisidir. Bu ev, kişisel değerleri temsil eden 2. Evin karşıt noktasında yer alması ile diğer insanların değerlerini simgeler. Bu değerlerin içinde en dikkat çeken konu para ve finansal kaynaklardır.

Sekizinci evde yer alan burç ve gezegenler: Evlilik, miras ve iş ortaklığı gibi konularda finansal olarak nasıl fırsatlar ile karşılaşacağımızı gösterir.

Yukarıdaki doğum haritasında 8. Evin burcu nedir? 8. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Yengeç Uranüs ve Güneş (Güneş Aslan burcunda) Örneğin Jüpiter’i 8. Evde yer alan bir kişi zengin bir kişiyle evlilik yapar, ona yüksek bir miras kalır ya da burs bulma konusunda oldukça şanslıdır. Etkilerini daha detaylı incelemek için doğum haritasına yakından bakmak gerekir.

Öte yandan Satürn’ü 8. Evde bulunan bir kişi ise parasal anlamda sıkıntı yaşayan bir kişiyle ortaklık yapabilir ya da düşük gelire sahip bir eş bulur. Satürn girdiği alanda daima çaba, özveri ve çalışma ister.

Sekizinci evin başka bir konusu ise gizliliktir. Başka insanların parası veya yaptığı işi gizlilik sebebiyle dile getiremeyen insanlar (ekonomist, psikolog, astrolog, özel dedektif vb.), çoğunlukla 8. Evinde birden çok gezegene sahiptir.

Bireyin diğer insanlarla ilişki kurma şekli 7. Evde belirlendikten sonra 8. Ev ile artık kaynakları bir araya getirme vaktidir. Özellikle duygusal bir ilişki ise iki taraf da değer ve ihtiyaçlarını nasıl paylaşacağını 8. Evdeki burç ve gezegenler aracılığı ile kararlaştırır. Olası sorular:

Ortak hesaba aldığımız parayı nasıl harcayalım? Aylık ne kadar kenara atalım? Yatak odasında benden daha sık vakit geçirmek istiyorsun. Bana sadece haftada 1-2 kere birliktelik yetiyor. Nasıl bir yol bulalım? Ofis arkadaşını nasıl bize akşam yemeğine davet edersin?! Ben onlardan hiç hoşlanmıyorum. Nasıl bir yol bulalım? Bir kişi ile birlikte yaşamak yukarıdakilere benzer bir çok soruyu ortaya çıkarır. Bireyin sekizinci evdeki burç ve gezegenlerine bakarak, bu sorulara nasıl cevaplar aradığını yakından inceleyebiliriz.

Örneğin, Venüs’ün 8. Evde bulunması bireyin bu tür sorunlar karşısında taviz vermesini kolaylaştırır. Çünkü uyum sağlama ihtiyacı yüksektir.

Öte yandan Mars’ın 8. Evde yer alması ise Koç etkisi gösterir. Partner ile ilişkide bireyin kişisel arzuları sıklıkla ön planda olur.

Plüto ve Akrep burcu ile ilişkilendirilen 8. Ev: Cinsellik, sonraki hayat ve derin kişisel değişim gibi konuları da kapsar. Duygusal ilişkiler ve cinsellik aracılığı ile başka bir insanın hayatının merkezine geçeriz.

  1. Evin cinselliği, 5. Evden farklı olarak bireysel hazzı ikinci plana atar. Amaç partner ile bir bütün olmak ve bağımsız bir varlık olduğunu anlık da olsa unutmaktır.

Bu sebeple yoğun Akrep veya 8. Ev etkiye sahip bir bireyle yaşanan yatak deneyimi, çoğunlukla derin izler bırakır. Özellikle diğer insanın da duygusal derinliği yüksekse, iki birey birlikte yoğun bir deneyim yaşarlar.

Sekizinci evinde birden çok gezegene sahip olan bireyin dikkat etmesi gereken, 4. Ev yani ailesiyle olan sorunları (varsa) çok geçmeden gidermesidir. Çünkü 8. Ev ile birey ilişkilere oldukça tutkulu yaklaşır.

Aile ile yaşanmış problemler hızlı bir şekilde duygusal ilişkiye yansır. Örneğin, 8. Evinde birden çok gezegene sahip birey, annesi tarafından erken yaşta terk edildiyse (ya da öyle hissettiyse), benzer duyguları yanında getirir.

İlk başladığı duygusal ilişkide (20’li yaşlar veya öncesi), karşıdaki insanı yitirmemek için elinden geleni yapabilir. Bu tür yaklaşım ilişkiden yoğun duyguları eksik etmez. Üstelik karşıdaki insana bağımlı olduğumuzu göstermek, ona gereksiz güç verir ve birçok insanı ilişkiden uzaklaştırır.

Bu tür ilişkilerde “sensiz yaşayamam”, “beni terk edersen ölürüm” gibi derin duygusal tepkilere sıklıkla rastlanır. Bu tür durumlardan uzak durmanın en kolay yolu, partnerin bir anne – baba olamayacağını fark etmekten geçer.

Çocukluktan itibaren gizli kalmış korku veya üzüntü içeren anılara yakından bakmak, kendi tepkilerimizi anlamayı kolaylaştırır.

Sekizinci evin getirdiği en güzel hediye, insanın kişiliğini yenileme potansiyelidir. Çocukken değerlendirilen yanlış durum, üzücü anılar, ilerleyen yıllarda bu ev aracılığı ile temizlenip geçmişte bırakılır.

  1. Evin işleyiş biçimi sıklıkla, duygusal bir acı çekmekten geçer. Özellikle 20’li yaşların başında birey, yaşadığı duygusal ilişki sayesinde içindeki değişmesi gereken parçaları ile yüzleşir. Ayrılık sonrası çekilen acıyla, bu evin hediyeleri devreye girer.

Sekizinci ev bireyin hayattan nasıl ayrılacağına dair de işaretler sunar. Bu evde bulunan uzak iki gezegene kısaca bakalım:

Satürn girdiği her yeri kısıtlayan özelliği ile hayattan erken ayrılmayı zorlaştırır. Uranüs ise orijinal ve rutinlerin dışındaki yaklaşımı ile beklenmedik bir vefata sebep olabilir. Yukarıda fiziksel olarak bedenden ayrılmaya dair örnekler verilmiş olsa da sekizinci evin ana teması, kişiliğin tanınmayacak şekilde değişimidir. Sanki birey hayattan ayrılmış ve yerine bir başkası gelmiştir.

Sekizinci evi yoğun olan kişilerin 20 ile 40 yaşları arasındaki kişilik farkı, birçok insandan çok daha derin ve etkileyicidir.

Kısacası 8. Evin hediyelerini kabul etmek için yeni başlangıçlara açık olmak, geçmişi geride bırakmaya istekli olmak gerekir. Ancak bu sayede zihin boş kalır ve hayatımızda sağlıklı ilişkiler ile yeni bir kişiliğe yer açılır.

Astrolojide 9. Ev

Sekizinci ev birçok insana bir tür duygusal acı yaşatır. Çünkü birey kalıntı dediğimiz olumsuz özelliklere sıkı sıkı bağlıdır ve bırakmak istemez. Nihayetinde ise kalıntılardan temizlenip yenilenmiş ve ilişkiler konusunda bilge bir insan olarak 9. Eve adım atarız.

Sosyal ve duygusal ilişkileri tarafsız değerlendirmeyi başaran birey şimdi, kazandığı özgüven ile hayatı bir serüven olarak görmeye başlar. Dokuzuncu ev, özellikleri açısından Jüpiter ve Yay burcu ile ilişkilendirilir.

Yukarıdaki doğum haritasında 9. Evin burcu nedir? 9. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Balık Venüs ve Uranüs (Uranüs Koç burcunda) Yay burcunun hayata dair vizyonunu birey bir parça geliştirmeyi amaçlar. 8. Evde yaşanan deneyimlerden sonra hayatın anlamı, neden yaşadığımız gibi soruların cevapları 9. Ev sayesinde bulunur.

Felsefe, din ve nesiller boyu aktarılan öğretiler 9. Evin alanına girer. Birey neden ve niçin sorularıyla hayatta kendi gerçeğini bulmaya çalışır.

Özellikle 8. Eve dair yaşanan sıkıntılar yüksek bir acı verdiyse, birey neden bu acılara sabretmesi gerektiğine dair güçlü bir araştırma işine girer.

Bir din veya felsefeyi hayatın merkezine koymak ve tavsiye edilen kurallara uymak, bireyin hayatını düzene sokar; bu öğretilerin hem ruhsal hem de fiziksel birçok faydası olabilir.

Her insan, hayatında bir “anlam” aradığı dönemden geçer. Birçoğumuz hayata dair mutlak doğrular bulup onlara sarılmak ve güçlü bir şekilde geleceğe ilerlemek isteriz. Bizi tatmin eden bir anlam bulmadan umut edilecek bir şey kalmaz ve çabalamak için bir sebep bulamayız.

Daha büyük ve daha güçlü bir varlığa (Yaratan) dair bir inanç, güvende hissetmenin en kolay yoludur. Hayatı doğru yaşamak için bir rehber arayışı, 9. Evin temel taşını oluşturur.

Daha detaylı örneklere girmeden önce 9. Ev ile 3. Ev arasındaki bilgiye yaklaşım farkından bahsedelim:

  1. Ev sıklıkla soyut kavramlar ve sezgilere dair içgüdüsel bir yaklaşımı tercih ederken,
  2. Ev ise elle tutulabilen ve kanıtlaması kolay gerçekleri hedef alır. Gözlem veya neden – sonuç ilişkisi ile toplanan veriler (3. ev), bir sistem içerisine konup vizyon haline 9. Ev sayesinde getirilir. Bu ev, hayatta yaşanan birçok deneyimin altında öğrenilmesi gereken bir ders/öğreti olduğuna inanır.

Örneğin Jüpiter veya Venüs’ü 9. Evde yer alan bir kişi, daha iyimser bir yaklaşım sergiler. Hayatta yaşadığı birçok deneyimin Yaratan veya bir sistem tarafından gerçekleştiğine inanabilir.

Birey bir inanca sahip olmasa bile, yaşadıklarının onun kişiliğinde büyük bir gelişime katkı sağladığını fark eder.

Öte yandan Satürn veya Oğlak burcu 9. Evde bulunan bir kişi, yaşadıklarını yorumlamakta zorlanabilir. Hatta kendi doğrularını bulmak için çaba göstermesi ve detaylı araştırması gerekir. Yoksa olumsuz bir yaklaşımı kabul etmek oldukça kolaydır.

  1. Ev bireyin din ve felsefeye dair konulara nasıl yaklaştığını gösterir. Örneğin Merkür veya İkizler burcunun bu evde yer alması, bireyin Yaratan veya evrene dair konuları entelektüel anlamda kavramaya çalıştığını gösterir.

Neptün veya Balık burcu ise daha duygusal bir tutum ile inançlarına kendini ‘adama’ davranışını benimseyebilir. Fanatik bir yaklaşım çoğunlukla Mars veya Koç burcunun etkisi ile gerçekleşir.

Din veya felsefeye yaklaşımın yanı sıra Yaratan’ın nasıl biri olduğuna dair düşünceler de 9. Ev ile ilgilidir. Örneğin Satürn ile bir kişi, Yaratan’ı ağır kurallara sahip ve soğuk görebilir.

Üçüncü ev yakın çevreye seyahati ve onu keşfetmeyi, dokuzuncu ev ise uzak yerlere seyahati ve hayata geniş bir perspektiften bakmayı temsil eder. Farklı dil ya da kültürleri öğrenmek için çok fazla okumak ve o ülkeleri ziyaret etme arzusu 9. Evin alanına girer.

Bireyin vizyonunu geliştirme ve hayatı daha iyi anlama yolu ancak farklı insanları tanıyarak gerçekleşir. 9. Evde ne kadar çok gezegen bulunursa (Satürn dışında), bireyin seyahat etme arzusu o kadar artar.

Farklı kültürleri inceleyen birey, hayatında çok önemsediği konuların (özellikle 8. Ev ile ilgili) ne kadar küçük ve değersiz olduğunu fark eder.

Örneğin Plüto veya Akrep burcu 9. Evde yer alan bir kişi, okuyarak ya da seyahat ederek öğrendikleri ile kendi vizyonunu oluşturma sürecinde güçlü bir değişim yaşar.

Yüksek öğretim de 9. Ev konusudur. Kişinin yüksek eğitim almaya dair ihtiyacı, okuyabileceği alanlar ve üniversite deneyimi bu evde bulunan burç ve gezegenler aracılığı ile yorumlanır.

Örneğin Neptün veya Balık burcu 9. Evde yer alan bir kişi, sanata dair konulara odaklanabilir. Olumsuz bir etkisi ise bireyin eğitimle ilgili ulaşması zor hayallere sahip olmasıdır.

  1. Evde Uranüs ise getirdiği sıra dışı özellikler bireyde, ailede yüksek öğrenim gören ilk insan olma arzusu uyandırabilir Başka bir olasılık da geleneksel eğitimi yoksayıp beklenmedik bir alanda kendisini geliştirmesidir.

Sonuç olarak, sekizinci evde yüzleşmekte zorlandığımız içsel kalıntılar ile başa çıkmak zorunda kalırız. Dokuzuncu ev ise bize geleceğin nasıl olduğuna dair vizyon çizip, hayalleri gerçekleştirme motivasyonu verir.

Astrolojide 10. Ev ve Tepe Noktası

Dokuzuncu evin vizyonunu, onuncu ev Dünya’da gerçekleştirmek için çabalar. 10. Evi 9. Evden ayıran çizgi: Doğum haritasında en yüksek nokta, diğer adıyla ‘Tepe Noktası’ olarak bilinir.

İlginizi Çekebilir!  Nedir Bu 129?

Tepe noktası, ekliptiğin meridyeni en yüksek derecede kestiği noktadır. Literatüre göre bu noktada bulunan her gezegen yüce konumda sayılır.

Yukarıdaki doğum haritasında 10. Evin burcu ve tepe noktası nedir? 10. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Koç (Bazı astrologlar yukarıdaki görüntüde 10. evin, yoğun Boğa burcu etkisi altında olduğunu düşünür.) Merkür ve Güneş (İkisi de Boğa burcunda) 10. Evde yer alan burç ve gezegenler bireyin toplum ile ilişkisinde en göze çarpan ögeleri yansıtır. Tam karşıt konumdaki 4. Ev ise kapalı kapılar ardındaki davranışları gösterir.

Satürn ve Oğlak burcu 10. Ev ile ilişkilendirilir. Bireyin toplumda yansıtmak istediği kişiliği bu ev incelenerek yorumlanır.

  1. Evde bulunan gezegen ve burçların özelliklerini benimseyen birey: Saygı duyulma, beğenilme, alkışlanma gibi ihtiyaçlarını bu özellikler ile karşılar. Çünkü insanların hatırlamasını istediğimiz kişisel özellikler bu evde yer alır.

Hedef ve amaçların evi olarak da bilinen 10. Ev, tanınma isteğini simgeler. Bireyin topluma yapmak istediği katkı çeşidi ve ulaşmayı arzuladığı statü, 10. Evin burcu ve buradaki gezegenler ile anlaşılır.

İster 9. Ev, isterse 10. Ev tarafında olsun tepe noktasına yakın olan burçlar, bireyin huzurlu olacağı kariyeri belirlemede ışık tutar.

Örneğin haritada tepe noktasına yakın olan:

Ay: Bireyin çocuk bakımı, ilkokul öğretmeni, aşçılık, Jüpiter: Akademisyen, din öğretimi, uluslararası ilişkiler gibi mesleklere ilgisi olduğunu gösterir. 10. Ev ve tepe noktasına biraz detaylı bakarsak, doğrudan mesleği ortaya çıkarmak yerine mesleğe olan yaklaşımı açıkladığını görürüz.

Örneğin Satürn’ü 10. Evde olan bir hakim, kanun ve yasaları harfi harfine uygular. Uranüs’ün 10. Evde yer alması ise hakimin kuralları esnetmeye açık olduğunu gösterebilir.

  1. Ev bir başkasının hayatında nasıl bir rol çizdiğimizi de gösterir. Örneğin Mars’ı 10. Evde yer alan bir kişi, iş arkadaşı tarafından risk alabilen (olumlu) veya pozisyonu elde etmek için sabırsızlanan (olumsuz) bir görüntü çizebilir.

Önemli olan 1. Ev ve yükselen burcunun yansıttığı dış görünüş ile 10. Evi karıştırmamaktır. Çünkü bu evdeki özellikler bireyi dış Dünya’ya temsil eden genel özelliklerdir.

Doğrudan davranışların gözlenerek anlaşılması zordur. Bireyle vakit geçirip meslek ve toplumda çizdiği görüntüye dair konulardan konuşmak gerekir.

Geleneksel astroloji 10. Evi baba ile ilişkilendirse de modern astroloji anne ile ilişkilendirir. Literatüre göre bireyin annesiyle olan ilişkisi yetişkinlik döneminde dış Dünya’ya karşı bakış açısını belirler.

Örneğin Plüto’nun 10. Evde yer alıp birden çok zorlayıcı açıya sahip olması, anne – çocuk ilişkisinde olumsuz duyguların varlığına işaret eder.

Öte yandan olumlu açılara sahip gezegenlerin çokluğu, destekleyen bir anneyi gösterebilir. Birey yetişkinlik sürecinde büyüdüğü evin (4. ev) dışındaki insanlara (10. ev) güven duyabileceğini öğrenir.

  1. Evde bulunan burç ve gezegenler, annenin hangi tür özelliklere değer verdiğini gösterir. Örneğin Merkür’ü 10. Evde yer alan bir kişi annesini çevik bir zekaya sahip ve etkileyici bir konuşmacı olarak görebilir.

Birey benzer özellikleri geliştirerek, annesi tarafından beğenilmeyi arzular. Bu çabanın sonunda Merkür özellikleri baskın bir meslek seçebilir: Yazar, gazeteci, pazarlamacı vb.

Onuncu evde birden çok gezegen bulunması, bireyin azimli bir yaklaşımla sosyal statüyü arzuladığını gösterir. Erkek bir birey için azimli ve hırslı bir görüntü çizmek toplum tarafından kolayca kabul edilir.

Kadınlar için ise bu durum biraz daha zorlayıcı olabilir. Literatüre göre birçok kadın, toplumda yansıtmak istediği kişiliği baskılanır ise aradığı statüyü elde etmiş partneri bulmak için uğraşır.

Hatta “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” cümlesi bu durumu iyi yansıtır. 10. Evi aktif olan kadınlar eşini motive ederek, erkeğin arzuladığı pozisyona çıkmasında büyük destek olabilir.

  1. Evin olumsuz etkilerini barından bir anne – baba ise kendisinin gerçekleştiremediği hayalleri çocuğu üzerinden kurabilir. Her ne kadar bu durum güzel görünse de çocuğunun benzer hayalleri yoksa ebeveyn – çocuk ilişkisi sıkıntıya girer.

Çocuk kendi üzerinde 10. ev baskısını; hep daha çok çalışarak kendisini kanıtlaması gerektiğini hissedebilir.

Ebeveynin üzerimizdeki etkisinin yanı sıra 10. Ev, genel anlamda otorite figürüne karşı bakışımızı simgeler. Ebeveyn tarafından olumsuz muamele görmüş bir çocuk, yetişkin döneminde öfkesini çıkaracak bir platform arar.

Çalıştığı iş yerinde patrona fiziksel tepkide bulunmak, siyasetçileri protesto ederken etrafa zarar vermek gibi durumlar bunlardan birkaçıdır. Bireyin otoriteye karşı öfkesini etkili yöntemlerle açığa çıkarması daha faydalı olabilir (Patrona karşı hukuksal hakkını kullanıp kendisini savunması gibi).

Birinci evden onuncu eve doğru giden süreçte birey, kendi varlığını fark edip toplum içindeki ideal yerini irdeler. Arzuladığı saygınlık ve toplumla ilişkisindeki yaklaşımını 10. Ev ile netleştirir.

Astrolojide 11. Ev

Önceki evlerde birey kişisel farkındalık kazanıp toplum içindeki yerini belirler. Şimdi, kendisinden ve vizyonundan daha değerli ve önemli bir şeyler (topluma yönelik hedef vb.) bulma zamanıdır.

Uranüs ve Kova ile ilişkilendirilen 11. Ev, egonun ve kişisel arzuların sınırlarını aşıp toplumu ileriye taşımaya amaçlar. Bu görevi gerçekleştirmek için birey, bir sosyal grubun parçası olur veya kendisini bir ideolojiye adar.

Yukarıdaki doğum haritasında 11. Evin burcu nedir? 11. Evde bulunan gezegen ve asteroitler nelerdir? (Cevap için tıklayın.)

Koç Kuzey Ay düğümü, Güneş, Venüs, Merkür ve Mars Onuncu evde birey sadece kişisel statü ve toplumdaki pozisyonunu arzularken, artık tüm insanlık adına bir şeyler yapma düşüncesine girmiştir. Hayatta büyük değişimler çoğunlukla küçük bir insanın adım atmasıyla başlar.

Modern astrolojiye göre 11. Evin iki adet yönetici gezegeni bulunur: Satürn ve Uranüs. Satürn’ün bu evdeki etkisi: bireyi bir gruba dahil edip güvende hissettirmektir.

Özellikle değerli bir grubun parçası olmak, kariyer basamaklarında ilerlerken, gerektiğinde kolay destek bulmayı sağlar. Fakat Satürn’ün burada olumsuz bir etkisi vardır: Bireyi bir grubun parçası yaparak diğer insanları önemsiz hale getirmesi.

İşte tam burada Uranüs devreye girer. Geleceğe dair vizyonu güçlü olan Uranüs,‘biz’ ve ‘siz’ hatasından uzak tutar. Bu gezegenin amacı bireyin orijinal kişiliğini yansıtmasını sağlayıp herkesin ortak bir amaç uğruna Dünya’da olduğunu göstermektir.

  1. Ev bireyin zihnine bu iki düzeni de getirerek kendi yolunu bulmasını sağlar; bir gruba ait olma hissi ve iyi bir gelecek için tüm insanlığı dikkate alma.

Birinci evde birey bir bedene sahip olmanın ne demek olduğunu öğrenir. Süreç içerisinde Dünya’daki varlığını netleştirir. 11. Ev ile aslında nereden geldiğini hatırlama vakti de gelmiştir.

Astrolojiye göre her birimiz bir bütünün parçasından kopup Dünya’ya doğum haritasındaki görevlerimizi gerçekleştirmeye geliriz. 1 den 10. eve kadar Dünya’ya bağlanmayı öğrenen birey, 11. Ev ile hayata gelme sebebini hatırlar.

Yukarıda yazılanlar biraz mecazi olsa da bireylerde ortaya çıkardığı etkiler birbirinden farklı olabilir. Örneğin 11. Evi aktif olan bir kişi kendisini temiz çevreye, hayvan haklarına, Dünya’da adil düzeni sağlamaya adayabilir.

Kendisini bu alanlardan birine adayarak, Dünya’daki her birey için bir değişim getirmeyi amaçlar. Elbette bu durum 11. Evin Uranüs tarafını yansıtır.

Satürn tarafı daha güçlü olan bir 11. Ev ise bireyin içinde bulunduğu grubu herkesin üstünde tutar. Amaç arka planda kalmış, ihmal edilmiş veya sesi baskılanmış bir grubu üstün hale getirip diğerlerine yaklaştırmaktır.

Örneğin Neptün’ün 11. Evde bulunması bireyin sanat, müzik veya spiritüel bir gruba girmek istediğini gösterir. Uranüs’ün 11. Evde olması ise astroloji, psikoloji veya siyasi bir parti grubunu işaret edebilir.

Güneş yada Aslan burcunun 11. Evde bulunması ise bireyin ilgi çekme ve göz önünde yer alma ihtiyacını ait olduğu gruptan elde edeceğini gösterir.

Merkür’ün 11. Evdeki pozisyonu ile ise birey, grup içerisinde bilgi aktarımı ve karşı gruplar ile iletişimi sağlayan bir nevi yazıcı/sekreter pozisyonunu elde eder.

Bireyin grup içerisinde yer alma arzusu çoğunlukla arkadaşlık kurma ihtiyacından ortaya çıkar. Süreç içerisinde arkadaşlıklar büyüyüp grup halini alır. Bu sebeple 11. Eve bakıp bireyin ne tür insanlar ile arkadaş olmak istediğini yorumlarız.

Örneğin Mars’ın 11. Evde yer alması Koç’a dair özellikleri arkadaş ortamına getirir. Birey kendisini direkt ifade etmekten çekinmeyen, özgüveni yüksek ve enerjik insanları arkadaş grubuna almaya heveslidir.

Arkadaş olmak için insanlara nasıl yaklaştığımız 11. Ev incelenerek yorumlanır. Örneğin Satürn veya Oğlak burcunun bu evde yer alması, bireyin arkadaş edinmeye dair daha ciddi, organize ve dikkatli hareket ettiğini gösterir.

Plüto ya da Akrep burcu ise sadakate büyük önem veren, arkadaş edinmeden önce yeni kişiyi test eden bir yaklaşım verebilir.

Evleri elementlerine göre ayırmak gerekseydi:

İlk hava evi olarak 3. Ev ile dil gelişimi, özne ve nesneyi ayırt etmeyi, İkinci hava evi olan 7. Ev ile başka bir bireyin kişisel farkındalığı ile yüzleşip iki öznenin nasıl ilişki kurduğunu, 11. Ev ise bizlere iletişimi tek kişiden daha ileriye götürüp bir grupla yüzleşmeyi öğretir.

Astrolojide 12. Ev

Bireyin birinci evden itibaren çıktığı yolculuk, bedenini fark etmesiyle başlar ve bir bütünün/topluluğun parçası olduğunu 11. Evde hissetmesiyle son basamağa yaklaşır.

  1. Ev, evlerin sonuncusu olarak Neptün ve Balık burcu ile ilişkilendirilir. Mitolojiye göre birey, kişisel arzularını tamamen bırakıp bir bütünün parçası olmaya hazırdır.

Hayat sürecinde her birey, bilincinin sahip olduğu bedenden daha büyük bir bütüne bağlı olduğunu bir kez düşünebilir. Bu süreç içerisinde birçok insan, bedenden ayrılınca tamamen yok olacağı fikrini gerçekçi bulmaz.

Elbette gelişim sürecinde farklı fikir veya öğretiler ile herkesin düşüncesi değişebilir veya kanıtlanması oldukça zor konulardan konuşmak bazı kişilere ilgi çekici gelmeyebilir.

Balık burcunu temsil eden, karşıt taraflara yüzen iki balık sembolü bu ikilemi dile getirir. Birey bir taraftan insanlardan uzaklaşıp yalnız kalmayı ve bedeni içerisinde dilediğini yapmak ister. Diğer taraftan ise bedenin yükü ağır gelir. Onu bir “bütün”e bağlayacak ögeleri zihninde harekete geçirmek ister.

“Bütün” diyerek nitelendirilen sisteme bağlanmanın birkaç yolu vardır. En çok tercih edilen: cinsellik ve sevgidir. Bireyin hayatında onu seven biri olursa, bir bütüne ait olduğunu hisseder.

Diğer bir yöntem ise gücü ve prestiji elde etmekten geçer. Birey birçok insanı etkileyebilecek bir güce sahip olursa, sınırları ve kısıtlamaları aşıp insanlar ile arasında güçlü bir bağ olduğunu hisseder.

Yukarıdaki amaçları sağlık, para veya eğitim sebebiyle gerçekleştiremeyen bireyler, bu ihtiyacı gidermek için olumsuz seçeneklere yönelebilir; Alkol ve uyuşturucu maddeler zihni serbest bırakıp kişisel arzulardan uzaklaşmayı sağlayan en kolay yöntemler arasındadır.

  1. Evin temel amacı bu eve kadar oluşturulan kişiliği yeniden yapılandırmaktır. “Ben burdayım ve çok önemliyim” bakış açısı “hepimiz önemliyiz” düşüncesine dönüşür. Kısacası insanlar ile aramıza çizdiğimiz güçlü sınırlar, bulanık hale gelir.

Örneğin 12. Evde bulunan birden fazla gezegen, düşüncelerin kolay değişmesine sebep olabilir. Çünkü birey etrafındaki insanlara önem verir ve sınırların az oluşu, onların etkisi altında kalabileceğini gösterir.

  1. Evin verdiği olumlu özelliklerden birisi tolerans ve şefkattir. İnsanlar ile arasında pek bir fark olmadığını fark eden birey, başkasının acısını derinden hisseder. Bu duygu yoğunluğu can acıtacak boyuta ulaşırsa, gerçeklerden kaçma eğilimi ortaya çıkabilir.

Başkasının acısını kendi üzerinde hissetmek, sıkıntıya çözüm bulmak için bireyi motive eder. Bu sebeple yoğun 12. Ev aktivitesine sahip bireyler kurtarıcı, kahraman, tamir edici gibi özellikleri ile tanınır.

Fedakar olmak kelimesi bu evin ana temasını oluşturur. Bireyin zamanını ve enerjisini kişisel arzulardan farklı bir alana adaması, 12. Evi doğru kullanmaya yöneliktir.

Fedakar olmak bazen yanlış anlaşılır. Bireysel haz veren her şeyi bırakmak veya sırf “bütün”e ulaşmak için acı çekme zorunluluğu fedakar olmak değildir. Asıl bırakılması gereken madde veya arzular değil “onlarsız yaşayamam” duygusudur.

Geleneksel olarak 12. Ev (diğer su burçlarıyla birlikte), bireyin arzu ve dürtülerini açığa çıkarır.

Psikiyatri bilimine göre annenin hamilelik sürecinde yediği ve içtiklerinin dışında, duygu durumu da bebeğe yansır. Bu yansımanın göbek bağı ile aktarıldığı dile getirilir:

Örnek bir bilimsel araştırmada gebeliği, yaşadığı depresyon, endişe ve olumsuz duygularla geçen bir annenin bebeği, diğer bebeklerle karşılaştırıldığında: daha az kiloda, boyu ve baş çevresinin daha kısa olduğu ortaya çıkmıştır.

Benzer şekilde literatüre göre, 12. Evde bulunan burç ve gezegenler bireyin anne karnında neler yaşadığına dair bilgiler verir. Örneğin Plüto’nun 12. Evde bulunması, bireyin hayatında anlam veremediği endişeler yaşamasını açıklayabilir.

Bulanıklığı ile bilinen 12. Ev, anne karnında yaşanan deneyimleri bilinç altında saklar. Birey bu hislerinin sebebini bir ömür bulamayabilir.

Literatürde 12. Eve dair başka bir olasılık ise bireyin hayatta uzak durması gereken davranışlar gösterdiğidir. Bu düşünce biçimine göre, birey hayata belirli sınav ve görevleri aşmak için gelir.

  1. Evde bulunan burç ve gezegenler, tıpkı Güney Ay düğümü gibi olumsuz özellikleri, geride bırakılması gereken davranışları simgeler.

Örneğin Mars veya Koç burcu 12. Evde yer alan bir kişi, sahip olduğu Koç’un olumsuz özelliklerine dikkat etmesi gerekir: Bencil yaklaşım, aceleci olmak ve ani kararlar gibi.

İster hamileyken göbek bağı ile aktarılan bilgiler olsun isterse bunu “karma” olarak açıklayalım; 12. Eve dair konuların neden ve sonuçlarını birey hatırlayamaz.

Örneğin Ay ve Venüs gezegeni 7. Evde bulunan birey samimi ve yakın bir duygusal ilişkiye sahip olmayı arzular. Fakat Uranüs’ün 12. Evde yer alması, farkında olmadığı bir özgürlük ihtiyacı olduğuna işaret edebilir.

Duygusal bir ilişkisinde her şey doğal haliyle ilerlerken, hissettiği ve açıklayamadığı kısıtlanma duygusundan dolayı ilişkiyi sabote edebilir. Bu tür bir üzücü son, bireyin partneri için anlaşılması zor bir durumdur.

Sonuç olarak 12. Ev ile orijinal kişiliğimizi kaybetmeden, içimizdeki evrensel ve kapalı kalmış özelliklere bir şekilde göz atmak gerekir. Balık burcunun yansıttığı bilinçaltı ve bulanık sular içinde kaybolmadan yüzmeyi başarmak, en arzu edilen sonuçlardan biridir.

Doğum haritanızda evlerin konumunu incelediniz mi? Ne tür sonuçlara ulaştınız? Sayfanın altına bir yorum bırakın.



Gelişmelerden haberdar olmak için Takip edin!

Oppo Google News

Oppo Forum Google News
  • Site İçi Yorumlar

En az 10 karakter gerekli